16 Aralık 2010 Perşembe

17- AŞAĞIDAKİ KONULARI DA YAZMAYACAĞIM:

            AŞAĞIDAKİ  KONULARI  DA YAZMAYACAĞIM:

Yazmayacağım çünkü;
- Bunları siz düşünün…!
- Ayrıca ben gerçekten çok yoruldum…!

A- Cumhuriyeti Kim Kurdu:
   a- Cumhuriyeti Kuran Nesle Hayranlık:
   b- Cumhuriyet Nesli’nin Türkülerine Hayranlık.
   c- Cumhuriyeti Kuran Neslin Türkülerindeki Nezaket, Acı ve Dünya Görüşleri ile Değer Yargıları:
               d- Cumhuriyeti Kuran Nesli Türkülerinden Tanımak ve Yorumlamak! -Yüce Dağ Başında Kar Beyaz Beyaz:
               -Gelin Üzerine Türküleri Niçin?
               -Aşağıdan Gelir Gelinin Göçü:
               -Yemen Türküsü:
               -Çanakkale İçinde Vurdular Beni…?
                -Kışlanın Önünde Redif (acemi asker) Sesi Var!   
              e- Buralardan Çıkan Gerçek Erdemin örnekleri:
  f- Hayatı anlayış ve algılayışları:

B-Türkiye’nin Yürümekte Olduğu Şirk Yolculuğu ile Çıkar Dinciliği:
 a) Şirke (Allah’a Ortaklar Edinmeye) Bulanık Türkiye:
 b) Şirkin (çok tanrıcılığın) tanımı ve sinsiliği:
 c) Türkiye’nin Dindarı Şirk Tehdidinde;
                 -Dincileri Ayrı Bir Şirkçi;
                 -Laikçileri Bir Başka Şirkçi:
             d) Dua Denilince Akla Hep Kabirler Geliyor Olmasının Örttüğü
                  Gerçekler:

C- Zararlı Siyasal Ayrışma:
Laik-antilaik, solcu-sağcı, ırkçı-evrenselci, çağdaş-yobaz… Yok efendim hokkabaz! Yok, yok! İlla da dengeli ve doğal olunmalı…

a- Dikey Bölümlenme-Yatay Bölümlenme:
     Yani gerçek ilerici, demokrat ve gerçek gericinin türleri anlaşılmalı! İnsan dikey bölümlenmede yer almamalı, yani sağcı-solcu, laikçi-dinci Kürtçü-Türkçü olmamalı!
     Lakin insan yatay bölümlenmenin üstünde, üzerinde yer almalı!
    Yani demokrat, açık ve ileri görüşlü, dürüst ve aydın olmalı..
b- Bir Şeylerin Arkasına Saklanmak:
     Kişilik zafiyetini örtmek yada çıkar sağlamanın yolları…
 c- Tanınma Güçlüğü:
      Siyasal nitelikli tanıma güçlüğü ve şabloncuların kolaycılığı…!
 d) Anlaşılma Güçlüğü (Şabloncu Zihniyetin Eleştirisi):
“Başka takımda oynama” meselesi:
 Değindiğim gibi halbuki ben hep aynı takımdaydım. Hep kendimce doğru bildiğimin ve haklı gördüğümün yanında haksızın karşısındaydım.
 Haksız babam bile olsa dikilmiş tepesindeydim. Hiç transfer olmadım. Siyaseti severim fakat asla partici partisel anlamda siyasi öykünüşüm olmadı! Oradan bakınca gördük ki meğer bizlermişiz bu toplumun kireci, harcı ve çimentosu… Daha da öte bel kemiği, bel…!

                      ******************************
  Kitaplarımın kapak resimlerini yapan, İvriz’den can arkadaşım, kardeşim, bunca teraneyi okuyup resimle bir güzel anlatan dünyaca ünlü ressam; Sn. Ressam İsmail Yıldırım’ın bu bu kitaplara ait resimleri gönderirken ekinde: “Selam, kelam. Resimler ekte vesselam” dediğince;
Bizden de selam, kelam…!
Bunca terane bitti vesselam.

                                                                                                   
                                                                       Mehmet DURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder